The Poisoned Tree


Image of the WeekZehirli Ağaç

Zorluklara karşı gösterebileceğimiz olgunluk şekli, zehirli ağaç isimli kadim bir hikayede anlatılır. Bazı insanlar bu zehirli ağacı ilk keşfettiklerinde onu sadece bir tehlike olarak görür. Verdikleri ilk tepki “Bize zarar vermeden hemen bu ağacı keselim. Biri zehirli meyvelerinden yemeden onu keselim.” olur. Bu, bizim kendi hayatlarımızda zorluklarla, çatışmayla, depresyonla ve hüzünle karşılaştığımızda verdiğimiz ilk tepkiye benzer. Verdiğimiz ilk tepki bunları görmezden gelmek ve “Bu zehirli şeyler bize acı veriyor. O halde bunları kökünden söküp çıkaralım, kesip atalım” demektir.

İçsel yolda biraz daha yol kat etmiş diğer insanlar bu zehirli ağacı keşfettiklerinde onu nefretle karşılamazlar. Onlar hayata doğru açılmak için etrafımızdaki her şey ile derin ve kalpten bir şefkat kurmamız gerektiğini fark etmişlerdir. Bu zehirli ağacın bir şekilde bizim bir parçamız olduğunu bildiklerinden derler ki: “Bu ağacı kesmeyelim. Bunun yerine ağaca da şefkat gösterelim.” Böylece nezaketle ve iyilikle, insanlar zehirlenmesin ve ağaç da yaşamına devam edebilsin diye bu ağaç etrafına bir çit çekerler.” Bu ikinci yaklaşım yargı ve korkudan şefkate doğru derin bir dönüşümü göstermektedir.

İçsel yolculuğunda daha derinden seyahat etmiş olan üçüncü tip insan da aynı ağacı görür. Epey içgörü kazanmış olan bu kişi ağaca bakar ve der ki: “Aa, zehirli bir ağaç! Harika! Tam da aradığım şey.” Bu kişi zehirli meyveyi dalından koparır, özelliklerini araştırır, diğer bileşenlerle karıştırır ve bu zehri büyük bir dermana dönüştürerek onu hastalara şifa vermek ve dünyadaki fenalıkları dönüştürmek için kullanır. Bu kişi diğer insanların bakış açısına zıt bir şekilde saygı ve anlayışla etrafını görür ve en zor koşullarda bile kıymetli şeyler bulur.

[…]

Hayatın her cephesinde bulduğumuz samanları altına çevirme şansı aslında gönlümüzdedir. Bizden istenen tek şey hürmetle dolu dikkatimiz ve zorluklardan bir şeyler öğrenme isteğimizdir. Savaşmak yerine bilgeliğin gözleriyle gördüğümüzde zorluklar bizim zenginliğimiz haline gelir.

Bedenimiz hasta olduğunda hastalıkla savaşmak yerine bize vermek istediği bilgiyi dinleyebilir ve bunu şifalanmak için kullanabiliriz. Çocuklarımız mızıkladığında ve şikayet ettiğinde onları susturmak yerine derinde yatan ihtiyaçlarını dinleyebiliriz. Sevgilimizle ve partnerimizle sorun yaşadığımızda, o sorunla ilgili olarak kendimizde taşıdığımız parçaya nasıl muamele ettiğimize bakabiliriz. Zorluklar ve zayıflıklar sıklıkla bizi gerçekten öğrenmeye ihtiyacımız olan şeye doğru yönlendirir.

Tefekkür soruları: Saygı ve anlayışla en zor şartlardaki kıymetli şeylerle bağlantıya geçme fikrini nasıl buluyorsun? Samanı altına çevirdiğin kişisel bir hikayeni paylaşabilir misin? Zorluklardan ders almanda sana ne yardımcı oluyor?


 

Excerpted from A Path with Heart by Jack Kornfield.


Add Your Reflection

18 Past Reflections