Staying Small To Stay Safe

Author
Peggy Dulany
663 words, 14K views, 19 comments

Image of the WeekGüvende Kalmak İçin Küçük Kalmak

İnsan evrimi boyunca bir yerlerde korkular, çoğumuzun (özellikle doğal çevre ile olan bağlantılarını kaybeden ve kalabalık, stresli yaşam koşullarında olanlar) varlığını daha küçük şekillerde algılamasına ve yaşamasına neden oldu. Güvende hissetmeye ihtiyacımız vardı. Ve bilinmez bizi korkutmuştu. Bu yüzden bilinmeyeni, anlamın ve sihrin büyük kısmını ortadan kaldıran, yönetilebilir parçalara ayırdık.

Hayatta kalma perspektifinden düşündüğünüz zaman çok anlaşılır bir durum bu: faniyiz, hayatlarımız nispeten kısa. Ve küçük, sınırlı hayatlarımızdan daha büyük bir şeyi tam anlamaya başladık derken ölüm geliyor. Yaşamımızı ve ölümümüzü rasyonelleştirmek için her türlü inancı (dinler, ideolojiler, efsaneler) üretiyoruz çünkü vücudumuz dağıldıktan ve gözlerimizdeki ışık söndükten sonra bir şeyin (cennet, cehennem, reenkarnasyon) ya da bir anlamın, devam edeceği konusunda kendimize güvence vermek istiyoruz.

Bizi öldürebilecek olan savaşların; kendimize karşı fakat sonrasında diğerlerine yöneltebileceğimiz şiddet ihtimalinin; belki de çocukluklarımızda ve kısa hayatlarımızda karşılaştığımız duygusal, fiziksel ve ruhsal şiddetin çocuklarımızda tekrarlanması ihtimalinin verdiği korkuyla daha küçük yaşamaya başlıyoruz.

Bu yüzden kendimizi güvende tutmak için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz: Çözüm dışarı çıkıp dünyayı keşfetmek istemiş, içimizdeki o cesur, gözüpek ve maceracı çocuktan ‘gizlenmek’ oluyor. Ve kimse bizi tehdit olarak görmesin ve bize zarar vermesin diye kendimizi çok küçük ve hatta görünmez hale getirmek çözüm oluyor. Kendimizi korumanın bir yolu olarak saklanıyoruz ve bunu yaparken, ihtişamımızı, bütünlüğümüzü, tam yaratıcılığımızı ve aynı zamanda bize kötü olarak öğretilen yönleri saklıyoruz. Bu parçalarımızı görünmez tutmaya çalışırken epey enerji harcıyoruz ve bazen işler öyle bir raddeye varıyor ki bazen bunların varlıklarını bile unutuyoruz.

Fakat ihtişam ve diğer daha az cazip nitelikler küçültülmek veya bölümlendirilmek istemiyor. Bunlar acı çekiyor, iltihaplanıyor ve kapsandıkları duvarlarda zayıf noktaları bulup güven verici olan küçük benliklerimizi dehşete düşürerek bazen küçük bazen de daha büyük şekilde diğerlerini irkilten, onlarda hoşnutsuzluk ya da hayrete sebep olan patlamalar şeklinde dışarı kaçıyorlar. Böylece içimizdeki tehlike çanları yüksek sesle çalıyor.

Tefekkür soruları: Muhteşemliğin küçültülmekten veya bölümlendirilmekten hoşlanmadığı fikri ile nasıl ilişki kuruyorsunuz? Muhteşemliğinizin etrafını çevreleyen duvarların ötesinde patladığı bir zamanın deneyimini paylaşabilir misiniz? Korkularınızı aşmanıza ve ihtişamınızın parlamasına izin vermenizde size neler yardımcı oluyor?
 

Peggy Dulany is a philanthropist and founder of Synergos. Excerpted from this article.


Add Your Reflection

19 Past Reflections